ben de öğretmenim ve buraya sizlere cevap sayfalarca yazarım ama mümkün olduğunca kısa yazmaya çalışacağım. bunu da sinirimden değilde belki azcık bilgilenir, en azından bu meslek gurubuna bir saygı gösterirsiniz diye.
1- insanlara çalışma saatlerine göre maaş verilmez, yeteneklerine göre maaş verilir. örneğin bir futbolcu 90 dakika için 100000 TL alabiliyor veya bir şovmen. bu örnekleri arttırabilirsiniz.
2- öğretmen dediğiniz insanlar öss sınavından ve ona eklenen okul diploma notlarından yüksek puan almış (yani zamanında çalışmış) vede sonrasında 4 yıllık lisans programını da bitirmiş insanlardır. devlet memurluğu kademelerinde lise mezunu, 2 yıllık mezunu veya 4 yıllık açık öğretim mezunu bir çok çalışan vardır. onarla aynı maaşı mı almalıydı! boşuna mı okuduk yani!
3- ortalama 2-3 çocuğu olan ülkemizde kaçınız evde çocuklarınızla aralıksız 3 saatten fazla geçiriyorsunuz ve başım şişti sorularından demiyorsunuz. günde 6 saat sınıfta ortalama 25 çocuk, tenefüste okulda ne öğrenci varsa (allah ne verdiyse) kahrını çekiyoruz.sen başkasının çocuğunu sümüğünü silebilir misin? altına kaçırdı, ilgilenebilir misin? arkadaşım küfür etti diyen çocuğu dayak atmadan konuşarak eğitmeyi becerebilir misin?beden yorgunluğu istirahat edersen geçer, zihin yorgunluğu kolay kolay geçmez evde hala çocukların sesini duyarsın.
4- kaçınız evinize iş götürüyorsunuz! ben daha dün 3 saat performans ödevlerini okudum. hafta içide 124 tane öğrencinin yazılı kağıdını. notların ortalamasını verirken tek tek öğrenci öğrenci ne hakediyor diye düşündüm ve 2 saatte onu kontrol ettim. beden yorgunluğu istirahat edersen geçer, zihin yorgunluğu kolay kolay geçmez.
5- 2 ay önce 60 km ilçede seminere müdürümle beraber 1 hafta gittik geldik. masraflar cebimizden akşam 8 gibi döndük. seminer çıkar her dönem en az 1 seminere gidersin, masrafı geç vakte kadar durması.
6- veli ziyaretlerine gidersin evlerine. sen herkesin evine girebilir misin? düşün ki gitmek zorunda olduklarımız zaten sorunlu öğrenciler. veli konuşmayı bilmez, evin halini bile söylemiyorum.
7- 15:00 te mesai biter ama her hafta bir kuruluşun veya belirli gün ve haftalar dediğimiz olgularla ilgili bir kutlama vardır. ilk yardım haftası, orman haftası (mesela ben 30 tane fidan getirtip, öğrencilerle dikmiştim), kızılay haftası (bağış aracı çağırtıp, tüm köye çağırı yapmı ve okulda 18 veli ve öğretmenlerden kan bağışı yaptırmıştım), polis haftası,... 19 mayıs ve 23 nisan için en az 1 ay hergün öğrencilerle ders çıkışı 1 saat çalışırsın.
8- bunlar gibi dersten sonra yapılan veli toplantıları, okul idare ve öğretmenler toplantısı dahil hiç bir iş için ekstra para almassın.
9- öğretmenlikle ilgili bir çok büyük şahsiyetin sözleri vardır. ben sadece 1-2 tanesini paylaşayim.
- fatih sultan mehmet, hocası akşemseddinle yaptığı zikri sultan olmaya tercih ettiğini ancak hocası onun ülkeye liderlik yaparak hizmet etmesi gerektiğini söylemiştir.
- ulu önderimiz;
Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister. Yeni nesli bu nitelik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir.
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir.
bunları istediğiniz kadar arttırırız da kıymetini bilmeyene 1000 defa deseler ne olur. konu ile ilgili olan bir tane daha yazmadan edemiyeceğim. ulu önder Atatürk' e sormuşlar,
-paşam millet vekili maaşları ne olsun (şuan vekillere yapılan zamlardan bahsetmiyorum, vekil kadar alalım demiyorum, sümme haaaşa. ama zam oranını malum hepiniz biliyorsunuz)
cevap;
-muallim maaşlarını geçmesin.
Türkiye' yi geçin avrupa, hatta dünyada komünist rejim, krallık, bileşik krallık, cumhuriyet her ne olursa olsun tüm yöneticiler ve yönetenler; bilirler ve uygulamaya çalışırlar ki bir ülkenin refah seviyesini ve de büyüklüğünü 2 şey gösterir.
1) ekonomi.
2) eğitim.
eğitilememiş, kötü niyetli insanlar başta olmadıktan sonra 1. şıkkı da istendik seviyeye çıkaramazsınız, çünkü kendi ceplerini doldurur ve yatlar, gemicikler alırlar :kizgin:
bu yazımı sonuna kadar okuma sabrını gösterebilenler için teşekkür eder, biz her çocuğun sorusu için mecburen bu şekilde sabırla açıklayıcı cevap vermek zorunda olduğumuzu belirtmek isterim.
bu arada öğretmenler içinde de % 10 a yakın işini layıkı ile yapmayan veya yapma kabiliyetinde olmayan insanlar olduğunu bende kabul ediyorum. ancak onları ayıklamakta baştakilerin görevi. bunu beceremeyip de tüm öğretmeni zan altında bırakanlara ben hakkımı hiç bir zaman helal etmeyeceğim. işin kolayı çamur at izi kalsın mantığı ancak bizim geleceğimize zarar verir.
son olarak ben aldığımız maaş durumundan ziyade şuan başbakan dahil, öğretmenin hallk, veli ve öğrenci gözünde düşürüldüğü durumu kendime ve ne çilelerle kurulmuş ülkemize yediremiyorum. bu öğretmenlerin sözünü hangi veli hangi öğrenci dinler. öğretmenin ve dolaysıyla eğitimin bu kadar ayaklar altına alınması geleceğimiz açısından beni kara kara düşündürüyor ve bu durumu hazmedemiyorum.
biz yıl başında diğer memurlara (sizin değişinizle günde 8 saat çalışan, bana görede bir çoğu masa başında 6-7 saatini bilgisayar oyunları oynayarak vakit geçirenler-hepsi demiyorum tabiki) verilen 250 TL civarındaki enflasyon farkını beklerken, böyle bir söylemden sonra bu sözleri duymasaydım da hiç zam dahi almasaydık diyorum.
insan gururu için yaşar. ben bu sözleri hazmedemedim. dediklerimin hepsini demiyorum, 1/3 ünü dahi empati kurup, düşünün. sayılarımla