Hoşgeldiniz

Tüm özelliklerimizi kullanmak için şimdi bize katılın. Kayıt olduktan ve giriş yaptıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara cevaplar gönderebilir, üyelerinize itibar verebilir, kendi özel mesajlaşma sisteminizi alabilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Aynı zamanda ücretsiz stickerimizden de faydalanabilirsiniz.

Galatasaraylıların köşesi =)



Tarih: 24 Nisan 1996
Yer: Kadıköy Şükrü Saraçoğlu Stadyumu
ULUBATLI SOUNESS ! UNUTMA, UNUTTURMA!
 
Durduk yerde “rest” demedi Galatasaray Başkanı Ünal Aysal...
Sordular:
Fenerbahçe’nin Benfica maçına gider misiniz”?
Çünkü, yakın geçmişte sayın Aysal’ın “Kavga bitsin diye Fenerbahçe forması da giyerim” şeklinde yapıcı/kucaklayıcı demeçleri var.
Ve karşı tarafta kulağının üstüne yatanlar...
Boşa gitti o defne dalları.
“Bir daha deneyelim” diye çırpınanlar ve barışa çanak tutanlar bitmedi ama.
“Gider misiniz Lizbon’a”?
* * *
Açık söylüyorum; bu soruyu sormak bile “bazı” yöneticilerin kaşıyıp durduğu futbol barışı için kafa yormak anlamındadır.
Katkıdır.
Fırsat yaratmaktır.
Tabi, muhataplar “tersten dalıp” barış çubuğuna alev makinesi tutmasa.
* * *
Ünal Aysal’ın yanıtı netti:
“Elbette” dedi.
“Davet ederlerse niye gitmeyeyim”!
“Taban” ne der, “şahinler” nasıl karşılar diye düşünmedi bile. Kendine ve camiasına güvenini bir cümle ile özetledi:
“Kimse de bana gitme, hayır diyemez. Galatasaray kucaklayıcı bir kulüptür”.
Bir günde düzelecek hali yok bu memlekette futbolun. “Hayır” da derler “aforoz” etmeye de kalkarlar.
Lakin Aysal’ın söyledikleri; “Elbette eleştirirler. Lakin ben göğüslerim” anlamında.
* * *
Pekiii...
Fenerbahçe’den ne yanıt geldi?
“Davet falan yok. Aysal’ın demeçleri samimi gelmiyor”!..
Neden?
3 Temmuz sürecindeki tutumu yüzünden”.
Olay bitti.
Belli ki, “yeni” başkanlara, yeni yönetici nesillerine ihtiyaç duyuluyor endişesiz, arbedesiz, nezih futbol ve asil rekabet için.
Hak ediyor muyuz?
Şimdilik hayır!
* * *
Burada iki önemli nokta var.
Birincisi, “geriye dönük hesaplar” yapılarak barış olmaz ve yöneticilerin rakipleri için geçmişte söyledikleri alt alta yazılıp kin tutulsa, kimse sokakta dolaşamaz.
İlk taşı günahsız olan atsın!
* * *
İkincisi ise, Fenerbahçe’nin yanıtı buram buram “Aziz Yıldırım tarzı” kokmaktadır.
Sayın Yıldırım’ın dostluğu da düşmanlığı da mezara kadar.
Oysa futbol siyaset gibi.
“Çıkarlar” önemli.
Çıkar deyince “avanta” anlaşılmasın... Çıkarlar bireyselden toplumsala kadar yelpazelenir bildiğiniz gibi.
* * *
Nasıl ki, siyaset yapmak için önce siyaset yapılacak ortam gerekir. Futbol için de önce futbol rekabetinin futbolu ortadan kaldırmayacağı koşullar.
Bunun için fedakârlık lazımsa yapacaksın.
Unutkanlık lazımsa, gerektiğinde göldeki balık gibi olacaksın.
Önce futbolu oynanabilir kılacaksın, sonra hesabını göreceksin şayet varsa.
Roma’yı yakarak Roma’yı yüceltemezsin.
Daha güzel “lir” bile çalamazsın.
Sormak lazım:
Futbol barışı Fenerbahçe’nin çıkarına değil mi?


BENFİCA YA SONSUZ BAŞARILAR ........
 
Geri
Üst Alt