Hoşgeldiniz

Tüm özelliklerimizi kullanmak için şimdi bize katılın. Kayıt olduktan ve giriş yaptıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara cevaplar gönderebilir, üyelerinize itibar verebilir, kendi özel mesajlaşma sisteminizi alabilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Aynı zamanda ücretsiz stickerimizden de faydalanabilirsiniz.

Sende Yaşamak...

SENİ SEVİYORUM
Önceleri söyleyemezdim sevdiğimi, anlatamazdım içimdekileri.
Çünkü hissetmedim hiç böylesine derin duyguları kimseye.
Merak ediyorum,acaba her gece seyrettiğim yıldızlar
Neden şimdi bu kadar parlak ve de neden daha geniş gökyüzü?
Neden adını duyduğum anda heyecandan yüreciğim hızlı hızlı çarpar?
Neden uyumak istediğim anda sen aklıma geliyorsun geceleri
Ve ben sabah ezanlarında uyandığımda gözümü açar açmaz gül yüzün karşımda canlanıyor?
Seni sevdiğimi biliyorum, ama anlayamıyorum!
Bir aşk beni benden alıp bilmediğim,
Tarif edemediğim sınırsız ve mekansız bir aleme nasıl götürüyor anlayamıyorum.
Mantığımı hislerime teslim ettim artık,
Tıpkı rüzgarın dilediği yere götürdüğü bir kuru gül yaprağı gibi.
Aşkının serserisi bir divaneyim.
Bazen de çocukluk aşkım geliyor aklıma.
O zaman duyduğum çocukça hisler.
Sevdiğime sevdiğimi söyleyemediğim platonik aşkım.
O zaman da sevgilimi görebilmek için saçma bahanelerle yaklaşmak isterdim kendisine.
Her işimde; koşarken, atlarken, oynarken, çalışırken
Başarıyı yakalayabilmek için aşkımın adını ortaya koyardım.
O zaman çocuktum,her çocuk gibi masumdum...
Şimdi yine seviyorum.
Anlıyorum ki dürüst bir aşk, ebedi ömre adanmış bir aşk yaşayan herkesi,
o AŞK masumlaştırır, çocuklaştırır.
Kalpler yumuşar, gönüller genişler,
gözlerden perdeler kaldırılır ve sevdiğini sevdiğin kadar görürsün.
Ey Sevgili!
Nasıl anlatayım sana, seni ne kadar sevdiğimi.
Benim kalbim öylesine geniş ki,
İçine tüm güzel insanlar, kuşlar, hayvanlar, dağlar,
Deryalar ve hepsinin sevgisi sığmış.
Kapladıkları yerse bir köşesinde tek bir hücre.
Gerisi sadece sana ait ve sevginle dolu.
Sen benim sahip olduğum tek varlığım, aşk oyuncağımsın.
Aşk oyuncak olur mu denilebilir.
Ama küçük bir çocuğun yüzünü güldüren oyuncak ve de sevgi değil midir sadece?
Verdiğinde tatlı bir gülüş, aldığında da acı gözyaşları..
Bir dakika unutsam seni ya da hayalin dahi kaçsa gözümün önünden saatlerce ağlarım.
Tek saniye bile sürse, kaybetmişliğini yaşamaya tahammül edemem.
Dokunamasam da ellerine, gözyaşların süzülmeden dudaklarına öpemesem de
kirpiklerindeyken, uğrunda yüzlerce kez canımı feda etmek isterken, bir
tek canımla seni bir an bile mutlu etme imkanını yakalayamasam da ömrüm
boyunca, parmaklarımla okşayamasam da saçlarını, teninin kokusunu bir
nefes dahi çekemesem de içime ve... Ve sen, seni sevdiğimi bilemeden ölsen
de... Seni sevmekten v a z g e ç m e y e c e ğ i m. Gün gelecek kelimeler
tükenecek; aşkımı anlatacak sözcük bulamayacağım. Ama hislerim diri,
bedenim yorgun, sevdam solgun, beklerken ölümü yapayalnız; yaşamanın da
alışkanlık olduğu, ama benim sensiz geçen her anda ölümü yaşadığım hayatta
son nefeslerime doğru, başımı bir daha kalkmamak üzere son kez koyacağım
yastığıma. Güneşin benim için son kez battığı ve de gecenin tüm mahlukatı
gizlediği karanlık örtüsü altında, belki de beklediğim sevgiliye
kavuşmanın mutluluğunu anlatmak isteyen yıldızların ışıltısını
manzaralaştırmış penceremden gökyüzüne son bir bakış ta... Madde değil,
mana bağımlısı gönlümün en derin yerinden ve en kuvvetli haykırışıyla...Ve hep aynı sözü... Yine o iki kelimeyi zevkle söyleyeceğim...
SENİ SEVİYORUM.​
 
Sessiz Düşünceler


Kimseyi aramıyorum kapandım kendime
Kimse de artık beni aramasın
Koşa koşa gelen yazı denizi
Her duyguyu her düşünceyi
Tek başıma yaşarım

Birilerini aradım kapılarını çaldım
Yıllarca belki de yüzyıllarca
Anlatmak istedim kendimi birilerine
Neye yaradı bunca yakınlığım

Sandılar ki onlar olmadan
Taşıyamam kendimi bir yerden bir yere
Oysa benim tek amacım şuydu
Birlikte gidelim güzelliklere

Yüreğim uyuyan dalgalar gibi durgun
Kafam tam anlamında bir kaçak
Ben kimselerin anmadığı adam
Yüzyıl yaşamış gibi yorgun
Daha dün doğmuş gibi çocuk

Afşar Timuçin


 
SENİ SEVİYORUM
Önceleri söyleyemezdim sevdiğimi, anlatamazdım içimdekileri.
Çünkü hissetmedim hiç böylesine derin duyguları kimseye.
Merak ediyorum,acaba her gece seyrettiğim yıldızlar
Neden şimdi bu kadar parlak ve de neden daha geniş gökyüzü?
Neden adını duyduğum anda heyecandan yüreciğim hızlı hızlı çarpar?
Neden uyumak istediğim anda sen aklıma geliyorsun geceleri
Ve ben sabah ezanlarında uyandığımda gözümü açar açmaz gül yüzün karşımda canlanıyor?
Seni sevdiğimi biliyorum, ama anlayamıyorum!
Bir aşk beni benden alıp bilmediğim,
Tarif edemediğim sınırsız ve mekansız bir aleme nasıl götürüyor anlayamıyorum.
Mantığımı hislerime teslim ettim artık,
Tıpkı rüzgarın dilediği yere götürdüğü bir kuru gül yaprağı gibi.
Aşkının serserisi bir divaneyim.
Bazen de çocukluk aşkım geliyor aklıma.
O zaman duyduğum çocukça hisler.
Sevdiğime sevdiğimi söyleyemediğim platonik aşkım.
O zaman da sevgilimi görebilmek için saçma bahanelerle yaklaşmak isterdim kendisine.
Her işimde; koşarken, atlarken, oynarken, çalışırken
Başarıyı yakalayabilmek için aşkımın adını ortaya koyardım.
O zaman çocuktum,her çocuk gibi masumdum...
Şimdi yine seviyorum.
Anlıyorum ki dürüst bir aşk, ebedi ömre adanmış bir aşk yaşayan herkesi,
o AŞK masumlaştırır, çocuklaştırır.
Kalpler yumuşar, gönüller genişler,
gözlerden perdeler kaldırılır ve sevdiğini sevdiğin kadar görürsün.
Ey Sevgili!
Nasıl anlatayım sana, seni ne kadar sevdiğimi.
Benim kalbim öylesine geniş ki,
İçine tüm güzel insanlar, kuşlar, hayvanlar, dağlar,
Deryalar ve hepsinin sevgisi sığmış.
Kapladıkları yerse bir köşesinde tek bir hücre.
Gerisi sadece sana ait ve sevginle dolu.
Sen benim sahip olduğum tek varlığım, aşk oyuncağımsın.
Aşk oyuncak olur mu denilebilir.
Ama küçük bir çocuğun yüzünü güldüren oyuncak ve de sevgi değil midir sadece?
Verdiğinde tatlı bir gülüş, aldığında da acı gözyaşları..
Bir dakika unutsam seni ya da hayalin dahi kaçsa gözümün önünden saatlerce ağlarım.
Tek saniye bile sürse, kaybetmişliğini yaşamaya tahammül edemem.
Dokunamasam da ellerine, gözyaşların süzülmeden dudaklarına öpemesem de
kirpiklerindeyken, uğrunda yüzlerce kez canımı feda etmek isterken, bir
tek canımla seni bir an bile mutlu etme imkanını yakalayamasam da ömrüm
boyunca, parmaklarımla okşayamasam da saçlarını, teninin kokusunu bir
nefes dahi çekemesem de içime ve... Ve sen, seni sevdiğimi bilemeden ölsen
de... Seni sevmekten v a z g e ç m e y e c e ğ i m. Gün gelecek kelimeler
tükenecek; aşkımı anlatacak sözcük bulamayacağım. Ama hislerim diri,
bedenim yorgun, sevdam solgun, beklerken ölümü yapayalnız; yaşamanın da
alışkanlık olduğu, ama benim sensiz geçen her anda ölümü yaşadığım hayatta
son nefeslerime doğru, başımı bir daha kalkmamak üzere son kez koyacağım
yastığıma. Güneşin benim için son kez battığı ve de gecenin tüm mahlukatı
gizlediği karanlık örtüsü altında, belki de beklediğim sevgiliye
kavuşmanın mutluluğunu anlatmak isteyen yıldızların ışıltısını
manzaralaştırmış penceremden gökyüzüne son bir bakış ta... Madde değil,
mana bağımlısı gönlümün en derin yerinden ve en kuvvetli haykırışıyla...Ve hep aynı sözü... Yine o iki kelimeyi zevkle söyleyeceğim...
SENİ SEVİYORUM.​

Yanlız bu mükemmel !!! :rolleyes:
 
Bu şiir Nurcan Talayın, dikkat çekmek için başkasının eserine çökmene gerek yok, sadece paylaş bizde tşk ederim, emin ol o zaman daha çok kaideye alınırsın.. Yaptığın hiç hoş değil, bu bi eser ve sen, senden çalındığını falan ima ediyosun..
 
Kusura bakmayın bende beste-söz le uğraşıyorum, ne emeklerle meydana getirdiklerini çok ii biliyorum, o yüzden çok kızdım...
 
SENİ SEVİYORUM
Önceleri söyleyemezdim sevdiğimi, anlatamazdım içimdekileri.
Çünkü hissetmedim hiç böylesine derin duyguları kimseye.
Merak ediyorum,acaba her gece seyrettiğim yıldızlar
Neden şimdi bu kadar parlak ve de neden daha geniş gökyüzü?
Neden adını duyduğum anda heyecandan yüreciğim hızlı hızlı çarpar?
Neden uyumak istediğim anda sen aklıma geliyorsun geceleri
Ve ben sabah ezanlarında uyandığımda gözümü açar açmaz gül yüzün karşımda canlanıyor?
Seni sevdiğimi biliyorum, ama anlayamıyorum!
Bir aşk beni benden alıp bilmediğim,
Tarif edemediğim sınırsız ve mekansız bir aleme nasıl götürüyor anlayamıyorum.
Mantığımı hislerime teslim ettim artık,
Tıpkı rüzgarın dilediği yere götürdüğü bir kuru gül yaprağı gibi.
Aşkının serserisi bir divaneyim.
Bazen de çocukluk aşkım geliyor aklıma.
O zaman duyduğum çocukça hisler.
Sevdiğime sevdiğimi söyleyemediğim platonik aşkım.
O zaman da sevgilimi görebilmek için saçma bahanelerle yaklaşmak isterdim kendisine.
Her işimde; koşarken, atlarken, oynarken, çalışırken
Başarıyı yakalayabilmek için aşkımın adını ortaya koyardım.
O zaman çocuktum,her çocuk gibi masumdum...
Şimdi yine seviyorum.
Anlıyorum ki dürüst bir aşk, ebedi ömre adanmış bir aşk yaşayan herkesi,
o AŞK masumlaştırır, çocuklaştırır.
Kalpler yumuşar, gönüller genişler,
gözlerden perdeler kaldırılır ve sevdiğini sevdiğin kadar görürsün.
Ey Sevgili!
Nasıl anlatayım sana, seni ne kadar sevdiğimi.
Benim kalbim öylesine geniş ki,
İçine tüm güzel insanlar, kuşlar, hayvanlar, dağlar,
Deryalar ve hepsinin sevgisi sığmış.
Kapladıkları yerse bir köşesinde tek bir hücre.
Gerisi sadece sana ait ve sevginle dolu.
Sen benim sahip olduğum tek varlığım, aşk oyuncağımsın.
Aşk oyuncak olur mu denilebilir.
Ama küçük bir çocuğun yüzünü güldüren oyuncak ve de sevgi değil midir sadece?
Verdiğinde tatlı bir gülüş, aldığında da acı gözyaşları..
Bir dakika unutsam seni ya da hayalin dahi kaçsa gözümün önünden saatlerce ağlarım.
Tek saniye bile sürse, kaybetmişliğini yaşamaya tahammül edemem.
Dokunamasam da ellerine, gözyaşların süzülmeden dudaklarına öpemesem de
kirpiklerindeyken, uğrunda yüzlerce kez canımı feda etmek isterken, bir
tek canımla seni bir an bile mutlu etme imkanını yakalayamasam da ömrüm
boyunca, parmaklarımla okşayamasam da saçlarını, teninin kokusunu bir
nefes dahi çekemesem de içime ve... Ve sen, seni sevdiğimi bilemeden ölsen
de... Seni sevmekten v a z g e ç m e y e c e ğ i m. Gün gelecek kelimeler
tükenecek; aşkımı anlatacak sözcük bulamayacağım. Ama hislerim diri,
bedenim yorgun, sevdam solgun, beklerken ölümü yapayalnız; yaşamanın da
alışkanlık olduğu, ama benim sensiz geçen her anda ölümü yaşadığım hayatta
son nefeslerime doğru, başımı bir daha kalkmamak üzere son kez koyacağım
yastığıma. Güneşin benim için son kez battığı ve de gecenin tüm mahlukatı
gizlediği karanlık örtüsü altında, belki de beklediğim sevgiliye
kavuşmanın mutluluğunu anlatmak isteyen yıldızların ışıltısını
manzaralaştırmış penceremden gökyüzüne son bir bakış ta... Madde değil,
mana bağımlısı gönlümün en derin yerinden ve en kuvvetli haykırışıyla...Ve hep aynı sözü... Yine o iki kelimeyi zevkle söyleyeceğim...
SENİ SEVİYORUM.​

varmı böyle aşıkklar vay bee..
 
Geri
Üst Alt